bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok taşlanan bir olgu da olsa böyle bir şey var. insanların umutsuz olmaya hakkı var. siz istemeseniz de var. herhangi bir ortamda (internet ortamı) umutsuz olduğumu, bu ülkede durmak istemediğimi, bu ülkenin insanlarından bıktığımı belirttiğim zaman tepki ile karşılaşmak işten bile olmuyor. hemen tepkiler yağıyor, linç geliyor. klişe cümleler birbiri ardına sıralanıyor; (bkz: beğenmeyen siktirsin gitsin) (bkz: güzel günler göreceğiz) (bkz: her zaman umut var) (bkz: hayır bu ülkeyi onlara bırakmıycaz) beğenmeyen siktirsin gitsin diyen çoğu kişinin, ülkenin şu anki durmundan memnun olduğunu görüyorum. he hem memnun değilse hem de bunu diyorsa dediğinin anlamını bir daha düşünsün. güzel günler görecektik çocuklar, ama kaptırdık o güzel günleri, belki biz değil annelerimiz, babalarımız kaptırdı, ama bir önemi yok çünkü artık göremeyeceğiz. her zaman umut var diyenler sanırım ütopya aleminde yaşıyorlar. umut varsa bile boş bir kavram olduğu belli. hele hayır bu ülkeyi onlara bırakmiycaz romantizmini hiç yapmıyorum. ne ülkeymiş be, alsınlar başlarına çalsınlar. sizi bilmem ama ben bu ülkenin mustafa kemal'i dışında hiçbir şeyini sevmiyorum. onun da azınlık kesim dışında değeri bilinmiyor zaten. başka bir mustafa kemal gelse, tekrar onarsa her şeyi, bir umut verse, o mustafa kemal öldükten sonra bu halk onca emeğin yine ağzına sıçar. o yüzden boşuna kürek çekmenin bir alemi yok. mustafa kemal'e de üzülüyorum be. herif onca çabalamış, etmiş, temel atmış, hedefi göstermiş. şu gelinen noktaya bak. bu kadar şeyi belirtip, umutsuz olduğunu söyleyince linç ediliyorsun. peh! saçmalık. vay efendim ben ülkemde ölürüm daha iyi. bir amaç uğruna ölmediğin sürece nerde öldüğünün ne anlamı var? onca potansiyeli olan genç. bırakın potansiyeline ulaşmayı, daha keşfedemeden helâk oluyorlar. bu ülke insanı bedenen öldürmese de ruhen öldürüyor, enerjisini çekiyor. burada hiçbir genç için parlak bir gelecek yok çünkü değer bilmiyoruz. bilene lafım yok. ama umutsuzluk hakkıma dil uzatana lafım var. bir mustafa kemal daha gelecek diye ümitleniyor herkes. yazık. “eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.” mustafa kemal atatürk herkes bekliyor. sadece bekliyor. harekete geçme isteği sıfır. gelsin biri kurtarsın diye bekliyor bizim millet. her zaman böyle olmuş. mustafa'mdan önce de, sonra da. tabi siz yine de güzel günleri bekleyin, ama beklerken çelik yeleğinizi giyin, terör saldırısında ölebilirsiniz çünkü. ve siz öldükten sonra bir bakan "şehidimiz var, başımız sağolsun" deyip evine gider, sikini taşağına eşleyip tv seyreder. bizim umutsuzluk hakkımıza kimse ses etmesin. biz yeri geldiğinde umutsuz olmayı da, kabullenmeyi de biliriz. nietzsche babanın da dediği gibi; “umut en büyük kötülüktür, işkenceyi uzatır.”
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) başlığına bakındım biraz. genelde aynı insanlar var. aynı zamanda ekşi'ye de baktım. ve şöyle bir entiriye rastladım. ekşi deyince burun kıvıracak insanlar olduğunuzu düşünmüyorum ama eğer burun kıvıranınız varsa önce bir göz atsın şu entiriye. bu ülkenin en büyük problemi, kurtaracak birinin gelmemesi değil. birinin çoban olması da değil. sorun; halkın yarısının güdülmeye meraklı, değer bilmeyen bir koyun olması. buna cehalet de dersin, yobazlık da, gericilik de. biraz da nefret katar çomarlık bile dersin. ne dediğin değil, dediğinin anlaşılması önemli. tekrar vurguluyorum. olay atatürk değil, halkın kıymet bilmemesi. yeni bir mustafa kemal gelse, öldükten on yıl sonra, yine, yeni, yeniden, din kisvesi altında, güdülmeye meraklı olurlar. ortaçağ avrupasına döneriz yine. adamlar utanmasa endüljans satacaklar, hala uyuyorlar. bu ülke daha doğrusu bu ülkenin halkı, sana "sen" olma hakkını vermiyor. bununla mücadele etmenin tek yolu; her şeye rağmen "sen olmak" . ama "kendisi" olanlara ne olduğunu biliyoruz. bu ülkede kendisi olamayanlar, başka bir yerde deniyor şansını. evet, ben bu ülkenin halkını beğenmiyorum, ve bununla mücadele etmenin bir sonu yok, sonucu da yok, (mustafa kemal ölür ölmez tekrar hortlamalarından belli), bu halkın hak ettiği budur, o yüzden gidin buradan, bu halk göt korkusu yaşamadığı, işleri size düşmediği sürece, onları bir şeye ikna edebilmeniz imkânsız, o yüzden; kendininiz için daha iyi bir gelecek istiyorsanız gidin buradan. ama gitmiyorsanız da eyvallah.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kabullenişin getirisidir. zeki demirkubuzun sözü de gelir akla; bü ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin,hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor,artık bundan acı duymuyorum
      1abi çok güzel sözmüş bu. - quazel 19.12.2016 09:13:39 |#2477904
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi hak değil içerden gelen bi mecburiyettir. (bkz: hiç bişey düzenlemeyecek)
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün bu hakkımı kullanmak istiyorum evet. "kafes!..diye bağırdı. kocaman bir kafes bu dünya ! vahşi atlar gibi kapatılmışız içine, demir parmaklıkları çekip gitmişler üstümüze. " (bkz: aytuğ akdoğan) (bkz: duvar) kitabının ilk cümleleri umutsuzluğumu vazgeçmişliğimi şaha kaldırdı. içim ağrıdı okurken. kitap elimde dahi değil belki ilk kez duydum ama ruh halimi dibe çekti. sanki aldığım nefes bile yarım kaldı. evet dünya bir kafes evet özgür değiliz hiçbirimiz evet giderek dibe vuruyoruz. bütün hayaller de hayatlar da yalan. zira zincirlerimiz var ne kadar uzun olsa da var. evet umutsuzum. bu hakkımı gururla kullanıyorum. asıl soru şu siz neden değilsiniz ?